Cumartesi, Mart 31, 2012

Bahar Gelinleri: Taze Nikah Şekerleri

Bahar sonunda yavaş yavaş kirpik ucunu gösterdi. Bir haftaya kalmaz endamını görürüz diye umuyorum. Eğer henüz içinizde bir kıpırtı olmadıysa sahil kenarlarına ve parklara doğru şöyle bir uzanmanızı tavsiye ederim. İstanbul'da laleler de görünmeye başladı, hatta benim kimsesiz lalelerim bile (sıfır ilgime rağmen tomurcuk veriyorlar, azimlerine hayranım).

Bahar deyince bizim de aklımıza bahar gelinleri düştü. Hafta içinde sevgili Ege Soley'in muhteşem çiçekleriyle biz de sezonu açmıştık. Elbette benim aklıma ilk gelen de bahar temalı nikah şekerleri oldu. Tabi artık badem şekerleri pek rağbet görmüyor ama konuklara verilen hediyelere nikah şekeri demeye devam ediyoruz. Oysa yaratıcılığın sınırı yok. Baharın en güzel tarafı da her şeyi daha bir canlı, neşeli ve sevimli göstermesi. Bu yüzden üzerinde biraz bahar havası olan ne verseniz makbul.

Big Rock Paper Co
Bu küçük beyaz topların adı "Seed Bomb", yani tohum bombası. Geri dönüştürülmüş kağıtların içine istediğiniz çiçeklerin tohumlarını koydurabiliyorsunuz. Üzerindeki "Plant me" yani ek beni yazısı ise istediğiniz gibi değişebilir. Bir kaç açıdan muhteşem bir hediye bu. Bir kere tamamen doğa dostu. Geri dönüştürülmüş kağıt kullanıyorsunuz ve insanların çiçek ekmesine vesile oluyorsunuz. Bahar ruhuna çok uygun ve aslında aşkınızın yeşermesini de sembolize ediyor:) Son olarak da çok hesaplı. Kendiniz evde bile yapabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan biraz tohum, şirin bir kese, kumaş ve kurdelalar.

Dazzling Expressions
Bu minik çantalara bayıldım. Üzerinde "all things grow with love" yazıyor. Yani "her şey sevgiyle büyür". Yine hem bahar ruhunu hem de aşk dolu bir evlilik temasını aynı anda sunuyor. İçine ise her şey konabilir. Mesela renkli şekerler, tohumlar, taze çiçekler...Hayal gücünüzü zorlayın. Hem çok farklı hem çok hesaplı bir hediye verebilirsiniz böylece.

Huffy Hen

Şu minik kavanozlara bitiyorum. Sanırım en güzel şeylerin küçük paketlerde geldiği lafını yanlış anlamışım. O daha çok pırlanta yüzükler için söyleniyordu. Ama şunlara bir bakın çok sevimli değiller mi? Bu kavanozlarla konuklarınıza ne verseniz bayılacaklardır. Hem kendiniz de çok kolay yapabilirsiniz. Salı pazarına gidip bir kaç metre kumaş almak yeterli:) İçine de ister rengarenk akide şekerleri koyun, ister marmelat isterseniz de çiçek tohumları.
Your Ultimate Wedding
Bride.ca
Teneke, minyatür kovalar da çok farklı amaçlarla kullanılabilecek sevimli şeyler. Hem boyalı hem de teneke görünümlü olanlarını kullanabilirsiniz. Rengarenk badem şekerleri ya da çok daha eğlenceli olsun derseniz lolipoplar. Bunların içine ne koysanız harika görünecektir. Ben evimde dekorasyon için kullanıyorum, çok şık oluyor. Üstelik artık bu boylarını her yerde bulabilirsiniz.

Nikah şekerine çok bütçe ayırmak istemiyorum ama bana özel ve farklı olsun istiyorum diyorsanız kesinlikle yalnız değilsiniz. Dünyada eğilim yıllardır böyle. Türkiye'de de yavaş yavaş Do It Yourself (DIY) yani Kendin Yap akımının takipçileri artıyor. Türkçe sitelerde belki yeterince somut öneri bulamayabilirsiniz ama yurt dışında yalnızca bu amaç için ayrılmış web siteleri var. Mesela DIY Wedding bunlardan biri. İhtiyacınız olan tüm ayrıntıları fotoğraflı anlatımlarıyla bulabilirsiniz. Aklınıza bile gelmeyen öneriler çıkabiliyor karşınıza. Mesela şu aşağıdaki kese kağıdı dizaynı. Tek ihtiyacınız olan bir kağıda istediğiniz teşekkür notunu yazmak. bu kağıdı gösterildiği biçimde dikmek ve içine şekerleri koymak.

DIY Wedding
Ya da yalnızca kağıtları külah gibi kıvırıp içine şekerleri koyabilirsiniz. Şık bir ambalajla ve yazıyla en iyisinden bir nikah şekeriniz olacaktır.
Martha Stewart Weddings

Herkese Çok Aydınlık Bir Bahar Diliyorum!

Çarşamba, Mart 28, 2012

Yalın ve Şık Çiçeklerin Yaratıcısı: Ege Soley

Bu yazımızda size son derece özel bir çiçekçi dükkanının, Ege Soley Corporate & Event Flowering'in sahibi olan Ege Soley'den bahsedeceğiz. Onun hikayesini ilk okuduğumda yaptıklarına ve düşünce tarzına hayran kalmıştım. "Çok büyük isler yapıp dünyayı kurtaramıyorsak etrafımıza güzellik katalım dedim hep " cümlesiyle o kadar empati kurmuştum ki o günden beri attığı her adımı keyifle takip ediyorum. Farklı işler yapan ve yaptığı işe kendi tarzını, özgünlüğünü başarıyla katan insanlar her türlü övgüyü hakederler bence ve o da bu insanlardan biri. Sıradışı ama son derece sade.

Akaretler'de çok şık bir dükkanda hizmet veren Ege Soley ile işini, hikayesini ve işinin biz deli gelinleri ilgilendiren düğün aranjmanları ve buketleri kısmını konuştuk, birbirinden tatlı gelin buketleri de röportajımızı süsledi:)


Bize biraz kendinizden ve çiçek tutkunuzun nasıl başladığından bahseder misiniz?

1983 İstanbul doğumluyum. İtalyan Lisesi’nin ardından siyaset eğitimi almak için İngiltere’ye gittim ve University of Kent’te eğitimimi tamamladım. 2007 yılında Paris’e dil öğrenmek amacıyla 1 yıllığına gittim ama malum çiçek isi beni sarınca bir yıllık plan 4 yıla uzadı! 
Aslında aklımda hiçbir zaman çiçekle ilgili bir şey yapmak yoktu, çiçekleri tanımazdım da, bendeki merak tamamen Paris’teki çiçekçilerin ne kadar güzel olduklarını gördüğümde başladı. Neden Türkiye’de yok böyle yerler dedim ve tamamen  misyon edinmiş bir şekilde bu işi öğrenmeye karar verdim. Paris’in en iyi çiçekçilerinden Pascal Mutel’e başvurdum v 3,5 yıl boyunca hem kendisinin yanında çalıştım hem de Ecole des Fleuristes de Paris’te botanik ve çiçek tasarımı eğitimi aldım.


Türkiye'ye dönüp kendi dükkânınızı açana kadar geçtiğiniz süreçler neler oldu?

Dediğim gibi 3.5 yıl Pascal’in yanında çalışmak bana kazanabileceğim en büyük deneyimi kazandırdı, çok büyük projeler, isimler, oteller ve restoranlarla çalıştık ve işin en pis atölye tarafından en nazik olunması gereken sunum kısmına kadar tüm konuya bu geçen yıllar içinde hakim oldum. Dışarıdan çok harika bir iş gibi görünse de aslında çok emek, çok yaratıcılık ve çok güç isteyen, oldukça yorucu bir iş. Bir davet veya büyük bir projeye hazırlanmak ise günler hatta haftalar öncesinden başlayan bir hazırlık istiyor.

 


Paris'te bu işi yapmakla Türkiye'de yapmak arasında ciddi farklar vardır muhtemelen, siz zorlandınız mı adaptasyon sürecinde?

Zorlanmadım desem yalan, bunu söylerken yanlış anlaşılmak veya fazla snob da durmak istemem ama hala da zorlanıyorum ara ara. Bir yandan çiçek kalitesi ve seçenek azlığı, bir yandan da maalesef çiçeğin bizim için bir kültür olmaması, ara ara şaşırtıyor beni. Ama inanın ben daha kötümserdim ilk geldiğimde, şimdi giderek daha çok alışıyorum her şeye.



Dükkanınızda verdiğiniz hizmetler neler?

Ege Soley Event & Corporate Flowering adı üzerinde davet ve kurumsal alanlarda çiçek hizmeti veriyor. Bunun yanı sıra elbette normal bir çiçekçi olarak da çalışıyor ve sipariş alıyoruz. Davet dediğimiz sadece düğün olmamakla beraber, kurumsal çalıştığımız isim ve firmalara çok önem gösteriyoruz, ve ne mutlu bize ki açılalı 1 yıl olmamıza rağmen çok ciddi ve büyük isimlerle çalışıyoruz. 
Bunun yanı sıra bir diğer büyük servisimiz da haftalık abonmanlar. Şirket, restoran, ofis veya evlere haftanın belirli bir günü taze çiçek servisi yapıyoruz. Belirlenen bir bütçe karşılığında her daim taze çiçeklere ulaşmak bu sayede çok kolay oluyor!


Yaptığınız aranjmanlar çok güzeller ama aynı zamanda oldukça da sadeler ki bu zaten sizin genel tarzınız anladığımız kadarıyla. Her zevke hitap etmek gibi bir kaygınız var mı yoksa seçici misiniz?

Aslında hiçbir zaman her zevke hitap etmek gibi bir kaygım olmadı, ki bunun pek de mümkün olmadığını düşünmüyorum zaten. Tasarıma veya yaratıcılığa dair bir iş yapıyorsanız kendi zevkiniz ve inandıklarınız doğrultusunda ilerlemenin çok daha doğru olduğuna inanıyorum. Benim kendi tarzım da zaten hep sadelik ve yalınlık üzerine kurulu oldu, giyimimden yaşam biçimime kadar, bu yüzden ne iş yaparsam yapayım abartılı veya çok şatafatlı bir şey çıkması mümkün olmazdı zaten. Bu durumda benim seçici olmamın da ötesinde, müşteri beni seçiyor, tarzımı kendine yakın buluyor ve bu doğrultuda onunla çalışıyoruz. 




Gelin buketlerinin ve düğün aranjmanlarının tasarımına gelinle birlikte mi karar veriyorsunuz yoksa tamamen siz mi tasarlıyorsunuz?

Gelin buketi çok ince ve benim çok önem verdiğim bir konu, genel aranjmanların da ötesinde benim için. Bukette gelinin fikirlerine çok önem veriyorum, onu çok iyi dinliyorum daha sonra da bana anlattıklarından yola çıkarak yapıyorum buketi. Bu sebepten de mesela, normal çiçekler için bir katalogum olsa da gelin buketi katalogu yapmıyorum, her gelinin buketi kendisine özel olsun ve ondan bir tane daha olmasın diye.
Genel aranjmanlarda ise gelinin isteğinin yanı sıra mekan, genel konsept ve renkler, masaların genişliği, çiftin genel stili gibi birçok detay var bilinmesi gereken.


Her zaman her düğünde kullanılan düğün aranjmanları ve buketlerinden sıkılmış, farklı olmak isteyen gelin adayları için ne önerirsiniz?

Maalesef genel olarak düğünlere baktığımız zaman çok klişe ve biraz da sıkıcı şeyler görüyoruz, bu biraz organizasyon firmalarının kolaya kaçmasından biraz da çiftlerin haklı olarak buna fazla mesai harcayamamasından kaynaklanıyor. Bir de ailelerin araya girip herkes ne der tasasına düşüp kendi zevklerini ön plana çıkarması sorunu oluyor ara ara. Benim fikrim iyi araştırıp doğru görsellere ulaşıp firmalara bunlarla gitmeleri ve klişelere hayır demeleri. Maalesef organizasyon firmaları da onlara kolay ve ekonomik gelen tüm malzemeleri tekrar tekrar düğünlerde kullanıp çiçek konusunda da çok fazla yaratıcı olamıyorlar. Ben yaptığım az sayıdaki düğünde bile sadece o düğün için malzeme alıp, sadece o düğün için bir konsept belirleyip, kullanılan tüm parçaların birbiri ile bir bütün ve aynı konsept içinde kalmalarına son derece önem veriyorum. Buket konusunda ise, hiçbir şeyde sınır yok. Maksat doğru çiçekçiye ulasınlar!



Bu sene düğünlerde öne çıkan bir çiçek ya da trend var mı?

Açıkçası ben çiçekte trend olduğuna inanmıyorum. Yıllardır her yerde olan çiçekleri biz bir sene göklere çıkarıp, diğer sene başka bir şeyi moda yapıyoruz. Benim icin tüm çiçekler her sezon her daim mevcut! Doğru kullanıldığı takdirde herkesin burun kıvırdığı karanfillerle bile müthiş bir düğün süslemesi yapılabilir, her yere salkım salkım orkide koymaktan cok daha alternatif ve uygun fiyatlı olur hem de. Dediğim gibi, önemli olan çiçeğin kıymetini bilmek, onu doğru kullanmayı bilmek ve gösteriş uğruna yapılan abartıdan uzak durmak.

Siz de sevdiğiniz birine sıradışı bir hediye göndermek, tamamen size özel ve sizi yansıtan bir buketle evlenmek ya da sabahları iş yerinize geldiğinizde şık bir aranjmanla güne başlamak istiyorsanız Ege Soley Event & Corporate Flowering 'in iletişim adresleri burada.

info@egesoley.com.tr

Süleyman Seba Cad. No: 83 Akaretler - İstanbul
Tel: 0212 2270922

Pazar, Mart 25, 2012

Makyajınız Hiç Eskimesin

Bu yazımız 24.Mart.2012 tarihinde haydili.com'da yayınlanmıştır.

Bazı şeyler aradan ne kadar zaman geçse de eskimiyorlar. Mesela Hollywood müzikalleri, Rita Hayworth'ın kızıl saçları ya da Chevrolet Bellair serisi arabalar. Hepsi tekrar ve tekrar karşımıza çıkıyorlar. Belki de eskinin o muhteşem dokusunu tekrar yakalamak hiç bir zaman mümkün olmayacak ve biz eskileri sevmeye, onlardan ilham almaya devam edeceğiz.

Bu ilhamı düğününüzde yapacağınız makyajda da kullanmak mümkün. 1950'lerin hiç eskimeyen ve hemen herkese yakışan makyaj tarzını isterseniz vintage bir gelinlikle isterseniz son derece modern bir tarzın üstünde kullanabilirsiniz. Hatta eklektik bir yaklaşımla çok keskin ve modern detaylarla birleştirirseniz çok şık ve çarpıcı bir görüntü yakalayabilirsiniz.

Araştırmalarınızı yaparken bu tarzı en iyi taşıyanlardan yardım almakta zarar yok. İşte tüm sarışınların tanrıçası Marilyn Monroe. Bütün çekiciliğiyle ne kadar içten gülümsemiş. Ne kadar rahat, mutlu ve gençlik dolu görünüyor. Japon kırmızısı mat ruju, siyah maskarası ve çok hafif kullanılmış kırmızı allığıyla son derece hafif bir makyaj kullanmış aslında. Eğer onun gibi platin sarısı çarpıcı saçlarınız ve böyle bir gülümsemeniz varsa daha abartılı makyajlar, aşırı parlak tonlar basit ve sönük görünmenize sebep olur. Bunu yaparak doğal güzelliğinizi kapatmayın ve kimsenin gözünü yormayın bence. Gözlerin üstüne sürülentoprak tonlarında hafif altın sarısı fara dikkatinizi çekerim. 


Audrey Hepburn ise her şeyiyle asilim, asilim diye bağırıyor. Onun kadar duru bir güzelliğe sahip bir oyuncu gelmiş midir acaba dünyaya? O uzaktaki bir noktaya attığı bakışta  çok masum kendi güzelliğinden haberi olmayan bir kadının şaşkınlığı var sanki. Makyajında da renkler en mat ve sade halleriyle kullanılmışlar.Koyu bir kırmızı yerine gül kurusu bir ton tercih edilmiş. O müthiş güzellikteki kalın kaşları bugün de ilham olmaya devam ediyorlar. Çok fazla maskara uygulamadan kirpik çizgisine hafif bir eyeliner çekmekle yetinilmiş. Bu makyajla ister sade ister çok gösterişli bir gelinlik giyilebilir.



Gelelim Elizabeth Taylor'a. Hafif bronz bir ten, simsiyah saçlar ve menekşe rengi gözler. Hiç makyaj yapmaya gerek yok, doğal renkleriyle gelin olmaya hazır. Bu makyajla ise tam bir dilbere dönüşmüş. Kızgın Damdaki Kedi rolü ondan daha iyi hangi oyuncuya yakışırdı ki? Düğününüzde böyle buğulu, yırtıcı ama bir o kadar da romantik bir hava taşımak istiyorsanız tek ihtiyacınız olan bol bol siyah maskara, siyah göz kalemi ve kıpkırmızı bir ruj.

Eğer böyle bir makyaj tercih edecekseniz saç konusunda da aynı dönemden esinlenebilirsiniz. Beraber çok hoş oluyorlar. Günümüzün oyuncu ve şarkıcıları da benzer makyajları aynı dönemin saçlarıyla kullanmayı tercih ediyorlar.

 Mad Men'in kusursuz kızılı Joan'ı canlandıran Christina Hendrix dizinin 50-60'lar havasını özel hayatına da taşıyor. Kırmızı halıda onu her zaman bu tarzla görüyoruz ve çok da iyi yapıyor bence. Çarpıcı kızıl saçlarını bazen doğal tonlarla bazen de daha çarpıcı kırmızı rujlarla tamamlıyor. Ama makyajın merkezi her zaman gözler.

 Dita Von Teese'de bu tarzın sıkı takipçilerinden. Hatta onu modern bir tarzla herhangi bir yerde görmek pek mümkün değil. Genelde çarpıcı kırmızı rujları tercih ediyor ve siyah saçları ve beyaz teni sayesinde çok da iyi taşıyor. Onun makyajının merkezi çoğu zaman dudakları.

The Notebook'la tanıdığımız ve o günden beri romantik dramlarla hayatımıza giren Rachel McAdams ise bu tarzı daha modern bir şekilde yorumlamış. Siyah kirpikler ve siyah eyeliner gözlerini ortaya çıkarırken göz kapağında kıullandığı o tatlı kahve far da daha romantik ve doğal bir hava vermiş. Yine yüzün de çok az renk olduğuna dikkatinizi çekerm. Hafif şeftali rengi bir allık ve çok doğal bir ruj. Saçına ise bayıldım.

Cumartesi, Mart 17, 2012

Asi Prensesler


 Bu yazımız 15.Mart.2012 tarihinde www.haydili.com 'da yayınlanmıştır.
 
Ben de her genç kız gibi daha minicik yaşlarda kendimi bembeyaz kabarık tüller arasında,
 prenses edasıyla süzülen bir gelin olarak hayal etmiştim. O zamanlar gelinlik dediğin ne kadar kabarıksa o kadar şık ve güzeldi bizim için. Seneler geçti, hayaller çok da fazla değişmedi ama geçen yıllar ve katıldığım birçok düğünden sonra hayalimdeki gelinlik birazcık değişti. Sanırım ben düğün günümde kabarık, kocaman etekli bir prenses olmaktansa sade ama farklı bir prenses olmayı tercih edeceğim (düğün günü prenses olma durumu asla değişmez, damatlar bunu hiç unutmasın). Belki sizin de aklınızı çelerim, ne malum:)?

Kabarık etek konusundaki ısrarı kırmak için elimde önemli bir kozum var, o da herkesin bayıldığını bildiğim Kate Moss ve muhteşem gelinliği. Her ne kadar kendisini fazla güzel bulmasam da gelinlik zevki ve düğününde farklı olmayı seçmesiyle şu ara kendisine sempatim bayağı artmış durumda. Gelinliğinin oldukça vintage bir havası var, zaten genel olarak kabarık olmayan gelinlikler bu tarza daha uygunlar.  İlk bakışta sade duran elbisenin işlemeleri inanılmaz şık ve özel, etek kabarık olsaydı sanırım bu işlemeler bu kadar çarpıcı durmazdı. Duvağa ve onu bağlama tarzınaysa bayıldığımı belirtmek istiyorum. 




Bol tarlatanlı bir gelinlik giydiğinizde gelinliğinize kattığınız her detay ister istemez onu biraz daha şaşalı hale getirir, dantel veya işlemeler fazla kaçabilir ve belki de siz vermek istediğiniz etkiyi ya da tarzınızı tam olarak yansıtamayabilirsiniz. Oysa ki kabarık olmayan bir etek seçimi yaptığınızda dantellerle dolu oldukça şık bir gelinlik diktirip hiç de abartıya kaçmadan oldukça elegan bir gelin olmak elinizde.

http://www.avictorianaffair.com http://www.eliesaab.com/ 



http://www.bellethemagazine.com 

Sırt dekoltesinde dantel kullanılmış dar gelinlikler bence  straplez, kabarık bir gelinliğe göre çok daha seksi ve dikkat çekici. Aşağıdaki modelleri sırtınızı boş bir tuval gibi nasıl özgürce süsleyebileceğinizi göstermek için seçtim. Tabi ki bu modeller biraz riskli ama vücudunuz uygunsa hiç durmayın derim, başka hiçbir model bu kadar iddialı olmayacaktır. 


 Aşağıdaki model de Lübnanlı modacı Zuhair Murad'ın koleksiyonundan bir örnek (Fotoğraf: Mario Sierra) , işlemeler ve farklı bir yaka formuyla oldukça sade ve şık. 

http://www.zuhairmurad.com

 Bu muhteşem modeller ise Jenny Packham'ın 2012 koleksiyonuna ait, yine etek sadeliğinin işlemeleri nasıl  ortaya çıkardığını görüyoruz. Şahsen soldaki modelin kemer detayı ve saç aksesuarına da ayrıca bayıldım.


Derseniz ki farklı yaka formları istemiyorum biraz klasik, sade ve romantik bir model istiyorum, işte aşağıdaki gelinlikler de buna örnek. Hatta daha da ileriye gidip desenli bir kumaş seçecek kadar bile özgür olabilirsiniz:)


http://elizabethdye.blogspot.com 
http://reveriemag.com/category/fashion-finds

Düğününüzde prenses yerine Yunan Tanrıçası olmak isterseniz o da mümkün, hem de küçücük dokunuşlarla.  Uygun yaka formu ve uçuş uçuş bir etek kumaşıyla rahatlıkla bunu sağlayabilirsiniz, tabi ki yine tarlatansız:) Bu tarz gelinlikler her zaman için en asil seçimlerden olmuştur.

http://www.almanovia.com

http://www.etsy.com

Umarım her adımıyla bir akım başlatan Kate Moss klasik gelin anlayışının değişmesine az da olsa bir katkı sağlar ve biz asi prenseslerin önünü açar:)