Pazartesi, Ocak 30, 2012

Peri Tarzı

Temalı düğün fikrini çok seviyorum. Kendi düğünüm için yapamadım ve aslında içimde de kaldı. Sanırım yapabilseydik Lord of the Rings  temalı bir düğün olurdu bizimkisi. Sevgili eşim de Aragorn olarak gelmek isterdi ya da Boromir. Ama sanılacağının aksine ben Arwen olmazdım, sanırım Eowyn'i tercih ederim. 

Çok sevdiğim başka bir düğün teması da Peri Tarzı. Aslında Orta Çağ'daz fazlasıyla esinlenmiş bir stil bu. Özellikle saçlar ve aksesuarlarda Orta Çağ Avrupası'nın o beyaz tenli, kızıl dalgalı saçlı leydilerini görmek mümkün. Bence düğün için de son derece uygun. Hem istediğiniz parlak ve görkemli havayı yakalayabileceğiniz hem de sonuna kadar masum görünebileceğiniz seçenekler bir araya geliyor.

Benim kişisel favorilerimden Vera Wang. Bir gün bir Türk gelinin renkli bir gelinlikle göreceğim inancını hiç bozmadan en başa onu koyuyorum:) İngilizce'de bu tarza "fair" deniyor aslında. Fairynin kökü de buradan geliyor. Yani temiz, hafif, ferahlatıcı... Çok masum ve temiz değil mi gerçekten? İnsanın içini açıyor.

Başka bir favorim Atelier Aimee. Onla hiç bitmeyen bir aşkımız var, gelinliklerine bakmaya doyamıyorum. Bu gelinlikler de "In the Garden of Dreams" koleksiyonundan. Yani "Düşler Bahçesinde". Gerçekten de düş gibi, her şey uçucu, pastel...

Bir peri olmak için mutlaka klasikten ayrılmak da gerekmiyor tabi. Önemli olan elbiseyi nasıl kullandığınız ve nelerle tamamladığınız. Hayaliniz kabarık etekli, beyaz bir gelinlik giymekse öyle de perileşmek mümkün.

İşe saçla başlayabilirsiniz. bu tarzın en çarpıcı tarafı açık bırakılmış, dalgalı, uçuşan saçlar. Özellikle çiçeklerle tamamlandığında çok çarpıcı oluyor.İlle de topuz isterim diyenleri de kırmıyoruz tabi ki. Ama şu kocaman topuzlardan kaçınıyoruz. Mümkün olduğunca gevşek, dağınık ya da en azından dalga detaylı topuzlar yakışıyor bu tarza.

Aksesuara gelince ben çiçek ve dantel derim. İkisi bir arada ise harika olur. Böyle bir saç aksesuarıyla duvak kullanmak da mümkün ama duvak olacaksa bile dantel, hafif bir duvak olsun derim. Bu parçaların yaratıcısı Which Goose.


Ve son olarak ayakkabılar. Aslında gerçek perilerin ayakkabı giydiğinden emin değilim ama siz kendi düğününüzde bir çift giymek istersiniz sanırım. Bu durumda gelinliğinize ve aksesuarlarınıza bağlı olarak renkli bir model seçebilirsiniz. Bol taşlı, dantelli muhteşem ayakkabılar bulmak mümkün. Özellikle Parisxox imzalı mavi ayakkabılardan bir çift de ben istiyorum. Tamamen kişiye özel dizayn.

Bu öylesine çok sevdiğim bir tarz ki, buraya eklenebilecek daha milyonlarca resim ve tavsiye etmek isteyeceğim çok fazla şey var. Ama siteyi fotoğrafa boğmamak adına bu noktada duruyorum. Eğer konuyla ilgili başka tavsiyelere ihtiyacınız varsa yorum yazmaktan çekinmeyin lütfen. Bol perili günler!

Perşembe, Ocak 26, 2012

Sevgililer Günü Kurabiyeleriniz Bizden

Sevgililer Günü yaklaşırken siz de kara kara ne alsam diye mi düşünüyorsunuz? Yoksa hediyeye karar verdiniz ama yanında şık ve lezzetli bir şey daha olsa mı diyorsunuz?:)

Deli Kızın Düğünü ve Işıltılı Kurabiyeler işbirliğiyle bu Sevgililer Günü'nde çok şeker bir kurabiye paketi kazanma şansınız var. 


Yapmanız gereken tek şey sitemizi takip etmek.9 Şubat günü sitemizi takip edenler arasında yapılacak çekiliş sonucu 1 kişi romantik bir kurabiye paketi kazanacak. Türkiye dahilinde herhangi bir yere bütün masrafları bizden olmak üzere size ulaştıracağız.

9 Şubat tarihine kadar Google, Twitter ya da Yahoo hesaplarınızla blogumuzu takip etmeye başlayın. 9 Şubat gecesi saat 00:00 itibariyle katılımlar sona erecektir. Hemen ertesi gün yapılacak çekiliş sonucu hem sitemiz üzerinden hem de Facebook sayfamızdan kazananı açıklayacağız. Mail adresinize de gerekli bilgileri göndereceğiz. 

Siteye girdikten sonra sağ kolondan Bu Siteye Katılın sekmesini tıklayın. Bu sekme sizi hesap bilgilerini seçip girmeniz gereken bir ekrana götürecek.

Çıkan ekrandan Google (gmail), Twitter, Yahoo ya da AIM, Netlog, OpenID hesaplarını seçin ve bilgilerinizi girin. Artık siteye üyesiniz. Sonra sadece çekilişi beklemek ve bu arada sitemize bir göz atmak kalıyor. 

Ayrıntılar: Kurabiye paketi 5 adet kurabiye içermektedir. Işıltılı Kurabiyeler'den size gönderilecek resimler arasından dilediğiniz tarzı seçebilir ve buna göre sipariş verebilirsiniz. 

Pazar, Ocak 22, 2012

Gelin Ayrıntıda Gizlidir

Başlığa bakıp da gelinleri şeytan yerine koyduğumu düşünebilirsiniz ve kesinlikle yanılmış olmazsınız. Çoğu gelin düğün öncesi kırmızı olmasa da fuşya pembe şeytanlara dönüşürler. Hepimiz bunu normal karşılarız. Eğer gelinsek de başkalarının normal karşılamasını, geçici bir dönem olduğunu anlayıp alttan almalarını bekleriz. Bu yazının konusu o türden bir şeytanlık değil. 

Bir kaç yazımı okuduysanız artık benim bir ayrıntı delisi olduğumu biliyorsunuz demektir. Bilmiyorsanız da blogu bir süre daha takip ederseniz kesinlikle anlayacağınızdan emin olabilirsiniz. Benim gelinlere tavsiyem işte tam olarak da ayrıntı delisi olmalarıdır. Neden mi? 

Birincisi; büyük resmi değiştirmek çoğu zaman zor ve zahmetli. Paket programlara, paket menülere, paket masa dekorasyonlarına mahkumsunuz. Hangi düğün mekanına gitseniz size bütçenize göre az çirkin ya da çok çirkin dekoratif!! öğeler sunacaktır. Düğün müzikleri bile standarttır. Farklı bir şey isteseniz hemen çok bilmiş DJler araya girerler. Bu giriş müziği olmaz, bunda yapılan dans bir şeye benzemez deyip keyfinizi kaçırılar. Siz yine de ısrarcı olun, karambole gelmemek için elinizden geleni yapın. Ama çoğu zaman pek az gücünüz olduğunu görüp çok şaşıracaksınız.

İkinci nedense; çünkü ayrıntılar eğlencelidir! Hayatı zevkli, eğlenceli, yaşanılır kılan ayrıntılardır. Sizin hayatınızı bir başkasının hayatından farklı kılan, aynı mekanda aynı müziklerle yapılan iki düğünün birini güzel diğerini ise muhteşem yapan ayrıntılardır. Çok fazla çaba sarfetmeden ve çok fazla para harcamadan ne kadar çok şey yapabileceğinizi keşfettiğinizde şaşıracaksınız. Benim bulduğum bir kaç örneği sizlerle paylaşmak istiyorum.

Konuklarınızın oturacağı yerleri çok şık bir şekilde işaretlemek güzel olmaz mıydı? Yapmanız gereken tek şey istediğiniz renk ve ebatta şişelere konuk isimlerini bir iple bağlamak ve içine bir kaç kır çiçeği kondurmak. Düğün mevsimine göre kuru yapraklar, dallar ya da çakıl taşları bile kullanabilirsiniz. 

Düğün mekanları çoğu zaman konuklarınız düğünün yapılacağı salonu bulabilsin diye A4 kağıtlara Ayşe ve Ahmetin Düğünü Salon 1 gibi sıkıcı şeyler yazarlar. Bana hep iş yerinizin zorla yolladığı kurumsal eğitimleri çağrıştırır. Bunun yerine bir marangoza çok ucuza yaptırabileceğiniz suntaları boyayıp eğlenceli işaretler yapabilirsiniz. Ayrıca gelin ve damadın oturacağı sandalyelere de gelin-damat işaretleri asmak çok sevimli bir görüntü yaratıyor.

Çoğu düğün mekanı paket programların içine konuk defterini de koyar. böyle ağır, süslü defterlerdir genelde bunlar. Konuklarınızı korkuturlar bana sorarsanız. Onun yerine müstakbel eşinizle sizin beraber çekilmiş güzel bir fotoğrafını yapboz yaptırıp konuklarınızın her bir parçanın arkasına iyi dileklerini yazdırmaya ne dersiniz? Eminim çok eğlenceli mesajlar yazacaklardır.


Başka bir konuk defteri fikri ise benim favorilerimden. Vintage görünümlü bir kuş kafesi. Artık pek çok yerde böyle kafesler bulabiliyorsunuz. Ben de kendi düğünümde böyle bir kafes kullandım. Ancak kardeşlerinizi ya da arkadaşlarınızı uyarmayı unutmayın, konuklara bunun bir konuk defteri olduğunu hatırlatsınlar zira tahmin etmesi oldukça zor:) Sonradan evinizin dekoruna ekleyebilirsiniz. Benim kafesim salonda çok şık durdu.


Bize hep Türklerde nedime kültürü yokmuş gibi gelir ama aslında var. Evlenirken etrafımızdaki kadınların desteği çok değerlidir, tek başımıza yapamayacağımız pek çok şeyin altından kalkmamıza yardımcı olurlar. Mesela benim annem nikah şekerlerimizi yapmıştı. Kayınvalidemse gelinlikçi, makyöz gibi pek çok ayrıntıyı halletti. Düğün günü onlara minik birer hediye vermek hoş olmaz mı sizce de? Bu şık gece çantaları aslında düz kumaştan yapılmışlar ama çiçeklerle hareket katılmış. Siz de kendiniz yapabilirsiniz.


Konuklara verilecek teşekkür hediyelerine gelince, sitede pek çok hediye alternatifi paylaştım daha önce, paylaşmaya da devam edeceğim. Ama bu mandalları görünce eklemeden geçemedim. Çok basit ama bir o kadar da zarif değiller mi? İsterseniz boyayıp üzerine bir teşekkür notu iliştirebilirsiniz. Ya da renkli danteller yapıştırıp sunabilirsiniz.

Benden şimdilik bu kadar. Sizin düğünlerinizde ne gibi ayrıntılar olacak? Aklınızdaki fikirleri buradan diğer gelin adaylarıyla paylaşabilirsiniz. Ya da aklınıza takılan her soruyu sorabilirsiniz. 

Bol ayrıntılı günler!!

Kaynaklar: Babbs Boutique

Çarşamba, Ocak 18, 2012

Datça'da Masal Dügün

Bu yaz bana kardeşim kadar yakın olan kuzenimi evlendirdik, çok kısa zamanda hazırlanmamız gerektiği ve de düğün Datça’da olduğu için oldukça stresli ama bir o kadar keyifli bir hazırlık dönemi oldu. Kuzenim de düğünler  hakkında benim gibi düşünüyordu ve klasik olmayan, eğlenceli ve doğal bir düğün olsun istiyordu. Bu yüzden düğün organizasyonu ve detayları kimseye bırakmadan kendimiz hallettik. Sizinle o sürece ait tüm deneyimleri paylaşmak istiyoruz, belki minicik de olsa bir ilham verir ya da kendi sürecinizi kolaylaştıracak bir detay yakalarsınız…

Neden Datça diyebilirsiniz, aslında ne gelinin ne damadın Datça'yla bir ilgileri yok ama büyük bir sevgileri vardı. Düğün tarihi geç belli olduğu için İstanbul'daki düğün mekanlarının birçoğu doluydu ve de zaten kuzenimin gönlü hiç de İstanbul'da düğün yapmaktan yana değildi çünkü kafasındakileri tam yapamayacak, istemediği tarzda bir düğüne boşu boşuna bir dolu para verecek gibi bir kaygısı vardı. Bu yüzden de Datça'da en yakınındakileri ve aileyi çağırdığı ufak bir düğün yapmaya karar verdik, ve Kargı Koyu'nda yer alan Nirva Beach Datça adındaki çok güzel bir plaj işletmesiyle anlaştık, otelleri ayarladık, ve gelinlikçi aramaya giriştik.


Gelinlik diktirmek için de önümüzde çok kısıtlı bir zaman vardı ve biz sadece vitrininde çok güzel eski bir fotoğraf var diye girdiğimiz Kadıköy'deki White & White Butik, Sabiha Balık'a hayalimizdeki gelinliği hem de çok kısa bir sürede sorunsuzca diktirdik... Hepinize tavsiye ediyoruz:)

Gelinimizin ayakkabıları ise Nine West'ten alındı:)

Gelelim diğer ayrıntılara, kafamızı en çok kurcalayan konu süslemelerdi neyse ki Nirva Datça düğün mekanını dilediğimiz gibi süslememize izin vermişti. Düğünümüzün ana teması deniz, ana çiçeği de fuşya begonvillerdi, bu yüzden el buketi de dahil diğer tüm detaylarda bu iki renk birlikte kullanıldı. Biz kokteyl masalarını minik pembe çiçekler ve turkuaz rengi hasır iplerle süsledik, yapma çiçekleri İkea'dan, ipleri ise Kadıköy'den aldık, araya da etraftan birkaç ot toplayıp sıkıştırdık :) Masaları düğünden bir gün önce hazırladık. Kuzenimin buketini ise yine etraftan toplanan ot, değişik çiçek ve begonvilleri harmanlayarak düğün sabahı ben hazırladım:)




Klasik nikah şekeri yerine şeker büfesi olsun istemiştik, Kadıköy Ali Muhiddin Hacı Bekir'den aldığımız rengarenk akide şekerlerini pembe, mavi kurdelelerle süslediğimiz kavanozlara doldurduk, kraft kağıdından hazırladığımız külahlar ise düğünün genel doğallığını hiç bozmadı...


Nirva Datça begonvilleri kullanarak nikahın kıyılacağı masayı ve arkasındaki takı tam da istediğimiz gibi süslemişti ve düğün mekanı oldukça sade, doğal ama bir o kadar da şirin duruyordu, hele şeker büfesinin tam yanındaki minik göl ve üzerine atılan çiçekler tam bir masalsılık katmıştı atmosfere.








Düğün sabahı stresi ve kuaför hazırlığı derken o kadar deneyimli olmama rağmen fotoğraf çekmek için çok az bir vaktimiz kaldı. Değirmenlerde çok istememize rağmen fotoğraf çekemedik biz de Hotel Dorya'nın bahçesini  ve eski Datça'yı fon olarak kullanarak kısıtlı zamanda da olsa hoşumuza giden gelin-damat kareleri yakaladık:)






Tüm bu strese ve yorgunluğa rağmen hayatımızın en eğlenceli gecesini yaşadık ve unutamayacağımız anılarla İstanbul'a döndük. Ve en önemlisi kuzenim hayalindeki düğünü yaptı ve benim de bunda büyük bir payım oldu, sanırım bundan büyük bir mutluluk olamaz:)) Umarım hep o geceki kadar mutlu olurlar...



Kuzenim Erguvan Uygur Göçen ve eniştecim Tolga Göçen'e sonsuz mutluluklar!!!:)))

Pazar, Ocak 15, 2012

Pudradan Gelinlikler

Gelinliklerin beyaz olmasını hepimiz kanıksadık hatta bunu bir kural olarak bile görüyoruz. Neden beyaz sorusunu soranlarımız dahi başka renkte bir gelinlik giyerek oturmuyor nikah masasına. Elbette bunda beyazın muhteşem bir renk olmasının, her türlü aksesuarı ve süsü kaldırmasının, hem esmer hem de beyaz tende mükemmel durabilmesinin payı büyük. Ancak bu geleneğin son derece yeni bir gelenek olduğunu biliyor muydunuz?

İngiltere kraliçesi Victoria 1840'ta Prens Albert'la evlenene kadar gelinler düğünlerinde her renkte elbise giyiyorlardı. Hatta İngiltere'nin pek çok yerinde beyaz yas rengi sayılıyordu. Gelinse mutluluğu, neşeyi temsil ediyordu ve beyaz giymek ona yakışmazdı. Ama çok popüler bir kraliçe olan Victoria kendi düğününde bu inanışı kırdı ve gerisi geldi. İngiltere'de ve daha sonra tüm Avrupa'da pek çok gelin kraliçeyi onurlandırmak için düğünlerinde beyazı tercih ettiler. Eğer şu anda önünden geçtiğimiz her gelinlikçinin vitrininde, her gelin dergisinde beyaz bombardımanına uğruyorsak bunu Victoria'ya borçluyuz. İlginç kadınmış şu Victoria. 9 çocuğu ve 26 torunu şu anda dünya kraliyet ailelerinin bel kemiğini oluşturuyor. Bu nedenle de takma adı "Avrupa'nın büyükannesi". Hem bütün düğün endüstrisine bugünkü şeklini vermiş hem Avrupa'ya. Tam bir trendsetter.

 Kraliçe Victoria'nın beyaz gelinliği

Şimdi ben Victoria hakkında bunları niye yazdım. Çünkü dostlar, trendler başka trendler sayesinde kırılmak için varlar. 172 yıllık bir trendi kırmak da sizin elinizde. Bunun için beyazın için ufak bir parça pudra eklemek yetiyor. Ve işte modacıların bu senenin "beyazı" dedikleri pudra rengi gelinlikler. Çok romantikler, çok masumlar ve diğer taraftan çok da seksiler.


 Solda Vera Wang- Sağda Romona Keveza

Solda Wtoo- Sağda Alita Graham

Çarşamba, Ocak 11, 2012

Röportaj:Işıltılı Kurabiyeler

Artık düğün ve nişanlar geleneksellikten sıyrılıp farklı ikram alternatiflerinin kullanıldığı butik eğlencelere dönüşüyorlar. Bu dönüşüme destek olan pek çok yetenekli insan var. Sizin için Işıltılı Kurabiyeler'in ışıltılı sahibesi Işıl'la minik bir röportaj yaparak onun butik anlayışına kısaca bir göz attık.  

Kendinden biraz bahseder misin? Neler yapıyorsun? Yaptığın iş tam olarak nedir?

Merhabalar, Ben Işıl Polat Aydoğan. Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Kurumsal yaşamda kısa süre çalıştıktan sonra, butik kurabiyecilik sektörüne atıldım. Esasında, kurabiye tasarımı işi ile ilgileniyorum. Müşterilerimin istekleri ve hayal güçleri doğrultusunda, tasarladığım figürlerin hiçbir sınırı yok.

Bu mesleği yapmak üzere bir eğitim mi aldın, hiç başka bir iş yaptın mı?
Mesleğe nasıl başladın?

İlk olarak insan kaynakları bölümünde, kurumsal bir iş yaşantım oldu. Hayal ettiğim işin daha farklı bir dünya olduğunu gördüğüm anda, butik kurabiyecilik üzerine eğitimler almaya karar verdim. Ve kurabiyecilik, pastacılık ve figürasyon eğitimleri aldım.

 

Genelde ne tarz işler yapıyorsun?
Yaptığım işi kendi içerisinde çeşitli şekilde bölümlere ayırabiliriz ama asla sınırlandırma yapamam. Yani, müşterilerimden özel günleri için kurabiye isteyen de oluyor, ev gezmesine giderken ev sahipleri için kişisel kurabiyeler de talep ediliyor. Ama elbette ağırlıklı olarak, doğum günleri, düğün, nişan, bekarlığa veda partileri gibi organizasyonlar için kişiye özel konsept kurabiyeler tasarlıyorum. 


Nasıl çalışıyorsun? Çalıştığın özel bir yer var mı? Evden mi çalışıyorsun?
Evimin mutfağını ve bir odasını kullanarak evden çalışıyorum.
 
Sanırım kurs da veriyorsun, kurslarından bahseder misin biraz?
Evet, butik kurabiyecilik kursu veriyorum. Hobi olarak ya da profesyonel olarak öğrenmek isteyen müşterilerim oluyor. Benimle internet üzerinden www.isiltilikurabiyeler.com irtibata geçiyorlar. Kursun süresi 1 gün (10.30-16.30).  Kurs çalışmalarına kurabiye hamurunun hazırlanmasıyla başlıyoruz, pişirme teknikleri ve son olarak şeker hamuru ile süsleme kısmına geçiyoruz. Kurs boyunca süslediğiniz kurabiyeleri, gün sonunda paketleyip sevdiklerinizle paylaşıyorsunuz.



 İşinin en sevdiğin tarafı ne? Hoşlanmadığın bir tarafı var mı?
İşimin en sevdiğim tarafı, kurabiyelerin her bir müşterime özel olarak hazırlanıp kişisel olması. Bazı zamanlarda, benimle paylaştıkları hikayeler sonucunda ortaya çok özel tasarımlar çıkıyor.

Senden istenen en ilginç sipariş neydi?
Şimdiye kadar hazırladığım siparişlerim arasında en ilginç olanı, bir müşterimin evlilik yıldönümlerinde eşi için hazırlamamı istediği ‘Alice Harikalar Diyarında’ ve ‘Küçük Prens’ konseptli kurabiyeler oldu. Her iki hikayedeki kilit replikleri ve karakterleri kurabiyelerin üzerinde tasarlayarak ortaya güzel bir çalışma çıkartmıştım.

Işıl bu çok şeker kurabiyeleri benim eşim için hazırlamıştı. O kadar güzel bir iş çıkarttı ki, kurabiyeleri yemeye kıyamadık.

En fazla zevk alarak hazırladığın sipariş neydi?
Hepsini hazırlarken ayrı heyecanlanıyorum ama itiraf etmeliyim ki, en çok kız bebek kurabiyelerini hazırlarken zevk alıyorum. Gerçekten çok sevimliler.



Yaptığın işlerde temaları kendin mi seçersin, kişiye mi bırakırsın? Genelde nasıl geliyorlar sana? Kafalarında bir fikir oluyor mu?
Müşterilerim genel olarak önceki siparişlerimi referans alarak gelmekteler. Beğendikleri bir model üzerinden birlikte tekrar tasarım yapıyoruz. Ancak, tasarımı tamamen bana bırakan müşterilerim de oluyor. Teslimat sırasında onlara da bir nevi sürpriz olmuş oluyor.


Düğün, nişan gibi durumlar için kurabiye, kek yaptırmak isteyenlere ne önerirsin? Onlara özel ne gibi seçenekler sunuyorsun?
Son yıllarda, özel günler için kurabiye ve cupcake yaptırmak isteyenler çoğunlukta. Tabi, geleneksellikten çıkmak istemeyen kişiler de oluyor. En özel günleri olduğu için, düğün gününün kesinlikle gelinin günü olduğunu düşünüyorum ve bu nedenle gelinin hayal ettiği, tasarladığı kurabiyeleri yapıyorum. Özellikle düğün ve nişan siparişlerinde, öncelikli olarak müşterimin hayallerindeki tasarımı dinleyerek yola çıkarım. Sonrasında ise ortak fikirlerimiz ile bu tasarımı son haline getirerek, çalışmaya başlarım.


Senin kendi düğünün nasıldı? Şimdi tekrar düğün yapabilsen değiştirmek istediğin birşey olur muydu?
Benim tarzım her zaman provance, ingiliz karması olmuştur. Geleneksel bir insanımdır. Düğünüm de öyle oldu. Tümüyle dantel olan gelinliğimle, romantik bir düğünümüz olmuştu. Tekrar düğünüm olsa, değişiklik yapmak isteyeceğim tek şey, merdivenlerden inip konukların arasından yürüyebileceğim bir mekan olurdu sanırım. Çünkü, çocukluğumdan bu yana, hep uzun kuyruğumla merdivenlerden indiğimi hayal etmiştim ama maalesef olmadı. Sanırım düğünüme eklemek isteyeceğim şey ise, düğün pastası yerine cupcake veya makaron ağacı kullanmak olurdu. 



Siz de Işıl'ın harika kurabiyelerinden düğün, nişan, doğum gibi özel günlerinizde ya da sadece sevdiklerinizin yüzüne bir gülücük kondurmak için sipariş vermek isterseniz iletişim bilgileri burada. 
 
internet sitesine göz atın
ışılı twitterda bulun


info@isiltilikurabiyeler.com
isil@isiltilikurabiyeler.com
GSM: 0531 507 36 56

Cumartesi, Ocak 07, 2012

Vintage Tutkusu

Sonunda vintage düğün fikirleriyle ilgili bir şeyler yazmaya vakit buldum. Oldukça zorlu bir tecrübe olduğunu itiraf edeceğim. Çünkü araştırılacak o kadar çok şey var ki, içinde kaybolmak son derece kolay.Üstelik gönüllü bir kaybolmak bu. Blog için fikirler ararken bir de bakıyorum ki kendime elbise, aksesuar seçmeye başlamışım. Üstelik bunların çoğu yeni bir düğün yapmazsam asla giyemeyeceğim şeyler. Ya da bir kaç sevgili arkadaşım şöyle 50'ler temalı bir kostümlü balo filan düzenlerlerse giyebilirim. Arkadaşlarıma duyuruyorum, çok eğlenceli olabilir:)

Vintageı neden seviyorum? Çünkü çocukluğumdan beri sıkıcı bir romantiğim. Daha 5 yaşımdayken nostalji yaşadığımdan emin olabilirsiniz. 4 yaşımdayken giydiğim bir pantolonun artık üstüme olmaması ve ondan ayrılmak zorunda kalmak bile üzerdi beni. Hele ki o karpuz kollu, üzerinde pembe çilek desenleri olan elbiseyi hiç unutmadım.Zaman ilerledikçe bu bir hastalık haline geldi. Biraz zorlansaydım kolaylıkla çöp ev sahibi olabilirdim. Eskiyen hiç bir şeyi atmaya kıyamam, gittiğim her yerden orayı bana hatırlatacak bir şeyler toplarım ve saklarım. Üzerinde tarihleri yazılı bir şarap mantarı koleksiyonum, bana hediye edilmiş ya da benim aldığım çiçekleri kuruttuğum bir defterim, uçak biletlerimi sakladığım bir zarfım var. Nereye gitsem bit pazarlarını gezer, eski eşyaları elimde tutmaya bir zamanlar onu elinde tutan insanı hayal etmeye, hayallerini, umutlarını tahmin etmeye bayılırım. Özellikle eski kartpostallar, insanların sevdiklerine yazdıkları sevgi notları tatlı bir şekilde hüzünlü gelir bana.

Benim için vintage yalnızca eski ama güzel bir şey demek değil. Bu dünyada çok fazla kalmıyoruz ve yaşadığımız ve belki yaşarken sıkıcı diye nitelendirdiğimiz ama her biri kendi içinde eşsiz ve muhteşem onlarca anı çoğu zaman yok olup gidiyor. Bence bu dünyadan gittiğimizde arkamızda bıraktığımız eşyalarda yaşıyoruz. Bu fikir belki bazılarına ürkütücü geliyordur. Ben ve pek çok vintage aşığı içinse çok değerli. Diğer taraftan da, kabul edelim, insanlar eskiden nasıl giysi, aksesuar ve hatta mobilya yapacaklarını daha iyi biliyorlarmış. Belki bugün kullandığımız pek çok şey daha dayanıklı, daha ergonomik ya da daha daha pek çok şeydir. Ama  butik, kişiye özel, her tarafı emek tek bir 50 model gelinliğin yerini tutabilecek pek az giysi bulabilirsiniz.

Ben başkasının eskisini giymem diyeneler içinse artık "vintage inspired" pek çok seçenek var:) Ne de olsa bu tarzı güzel yapan sadece eski olması değil. Aynı zamanda çok estetik ve romantik olması. İster 20ler olsun ister 40lar ya da 50ler, bambaşka temalarla çok şık bir düğün yapabilirsiniz. Sizin için küçük bir 50'ler kolajı hazırladım. Renkler, desenler ve hava belki de düğününüze ilham kaynağı olur ya da belki benim gibi sadece dolapta durması için kısa kabarık bir elbise alırsınız:)


Kaynaklar: Love My Dress
One Fab Day
Cand Couture

Çarşamba, Ocak 04, 2012

Bizim Kış Gelinimiz:)

Gelinler hep kabarık etekli olmalı, uzun duvak takmalı, kocaman gösterişli buketler taşımalı gibi bir takım yazılı olmayan kurallar vardır. Düğün hazırlıkları başladığında her kafadan bir ses çıkar ve sizin aklınızda bu kuralların dışında herhangi bir şey varsa da o seslerle birlikte kaybolur gider... Oysa birkaç değişiklikle gayet sade bir gelin olarak da gösterişli gözükmeniz son derece mümkün. Biz bunu siz deli gelinler için denedik ve fotoğrafladık. Arkadaşımız ve modelimiz Yade Demirel kendi gardırobundan ve yetenekli ellerinden yaklaşık bir saat içinde bir kış gelini yarattı:)





Beyaz, straplez, dar bir elbise, üzerine kış aylarının vazgeçilmezi bir etolle (biz burada pudra rengi bir tane seçtik) tamamlandığında sade ama şık bir kombinasyon oldu.


Duvak yerine kullanılan şapka, birdcage gibi aksesuarlara bayıldığımızı zaten anlamışsınızdır:) Yade başındaki şapkayı elindeki malzemeleri kullanarak yaptı. Fazla söze gerek yok, bu tarz şapkaların kattığı nostaljik hava tam bizlik:))


Şapkadaki dantelden buketimize kurdela yaparak bütünlük sağladık. Buketimiz de son derece sade ama biraz renkli olsun dedik.  Eski tarz tasma şeklinde inci kolyeyle ve elbise sadeliğine tezat biraz koyu bir makyajla da gelin konseptimizi tamamladık.


Düğün gününüz tabi ki en özel günlerinizden biri, biliyoruz mutlaka herşeyin en iyisi olsun isteyeceksiniz ki en doğal hakkınız. Yalnızca belli kalıplara takılmayın deriz biz, biraz esnek olmaya bakın, herkesin gittiği yoldan gitmeyin, farklı şıklık seçenekleriyle tanışmaya bakın ve lütfen herkes gibi değil kendiniz gibi bir gelin olun:) İnanın o zaman en güzel gelin siz olursunuz!!!:)